İlk 2011 yılında Odatv kumpasında tutuklandığında, Emniyet Müdürü olan eşi Naci Uğur, bu kez tutuklandığında avukat olarak yanında. Uzun yıllar Emniyet teşkilatında görev yapan ve Emniyet Müdürlüğüne kadar yükselen Eskişehirli Naci Uğur, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne başladı. 56 yaşında mezun oldu. 58 yaşında da stajını tamamlayarak avukat oldu. Eskişehirli olan hemşerimiz Naci Uğur’a, gazeteci eşi Müyesser Yıldız “siyah mum” hediye etti.
“KARANLIĞA BİR NEBZE IŞIK TUTMANIZ İÇİN…”
Müyesser Yıldız tutuklandığında stajyer avukat olan Uğur, geçen gün Ankara Barosu’nda düzenlenen törenle, avukatlık ruhsatını Ankara Barosu Başkanı Erdinç Sağkan’ın elinden aldı. Uğur’a cübbesini ise, Müyesser Yıldız’ın avukatı Erhan Tokatlı giydirdi. Müyesser Yıldız ise eşi Naci Uğur’a siyah mum hediye etti. Yıldız’ın hediyesini ulaştıran avukat Tokatlı, “Kendisi karanlığa bir nebze ışık tutmanız için simgesel anlamda bu mumu, ben Müyesser Hanım adına size takdim ediyorum.” dedi.
“ÜÇÜNCÜ DEFA CEZAEVLERİNE DÜŞÜRME”
Avukat Tokatlı, Müyesser Yıldız'ın sözlerini de aktardı. Yıldız şunları kaydetti:
"Silivri'deyken okudun. Sincan'dayken ruhsat aldın. Sakın master yapıp akademisyen olmaya çalışma, beni üçüncü defa cezaevlerine düşürme. Üçüncü defa cezaevine girmeye niyetim yok." Uğur ise Yıldız’ın mesajına karşılık olarak “İnşallah güzel günler göreceğiz. Kimsenin haksız, hukuksuz cezaevine girmesine gerek kalmayacak...” dedi.
“YAŞADIĞIMIZ HAKSIZLIKLARA, HUKUKSUZLUKLARA RAĞMEN İKİMİZ DE DİMDİK AYAKTAYIZ”
Naci Uğur, törenin ardından sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı. Uğur, şunları kaydetti: “Merhaba Dostlar, 56 yaşında bitirdiğim Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden sonra, 58 yaşında da stajımı tamamlayarak yemin edip ruhsatımı aldım ve Ankara Baro levhasına avukat olarak kaydımı yaptırdım.
Tabii ki çok mutluyum ve gururluyum. Bu mutluluğumu yemin ve cübbe giyme töreninin hemen sonrasında Ankara Baro Başkanı Sayın Erinç Sağkan’ın elinden aldığım Avukatlık Ruhsatnamesi ile birlikte yanına gittiğim hayat arkadaşımla paylaştım ve birlikte bu mutlu olayı kutladık. Kutlama yerimiz oldukça farklı idi. Ankara Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nun Avukat Görüş Odası’nda idi kutlamamız ve eşimin yanına avukatı olarak gidebilmiştim.
Yaşadığımız haksızlıklara, hukuksuzluklara rağmen ikimiz de dimdik ayaktayız. Çocuklarımızın geleceği, ülkemizin ve milletimizin bekası için birilerinin bedel ödemesi gerekiyor ülkemizde maalesef. Kulun adaleti şaşsa da, Rabbimin adaleti şaşmaz ve eninde sonunda doğrular kazanır. Bize bu günleri yaşatanlar ile hukuki mücadelemiz tabii ki sonuna dek sürecek, bu dünyada adalet tecelli etmese de, ilahi adaletten kaçamayacaklarına inancım tam. Umarım tüm mazlumların ahı, zalimlerin kendilerinden çıkar, çocuklarından değil…
Yeni başladığım Avukatlık mesleğimi yürütürken, 42 yıl devlete hizmet ettiğim görevlerimde olduğu gibi, doğrunun ve haklının yanında ve tabii ki zalimin ve haksızın karşısında olacağım ve bugün ettiğim yemine her daim sadık kalacağım. Yine bugün Sevgili Anneciğimin tebrik ederken ‘Oğlum ben sana helâl süt emzirdim; sen de yeni başladığın Avukatlık mesleğinde hep helâl olanın, haklı olanın yanında ol’ şeklindeki nasihatine daima uyacağım.”
